Irak ve Suriye: Heyet Tahrir Şam ile savaş, bölgesel dinamikler ve yeni dönem stratejileri
Irak hükümetinin resmi sözcüsü Yahya Resul, bir televizyon programında yaptığı açıklamada, gerekirse Suriye’de askeri operasyonlar düzenlenebileceğini ifade etti.
Resul, özellikle “cihatçı gruplar” olarak tanımladığı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve diğer grupların faaliyetlerine dikkat çekerek, bu yapıların Irak sınırına yaklaşmaları durumunda hedef alınacaklarını belirtti.
Resul, “Suriye’nin kuzeyindeki bu gruplar, sınırımıza yaklaşmadan önce durdurulacak. Gerekirse Suriye içinde de operasyon düzenlenebilir” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Irak istihbaratının Suriye’deki bu grupları takip ettiğini ve güvenlik raporlarının düzenli olarak değerlendirildiğini vurguladı.
REKLAMHeyet Tahrir Şam lideri Ebu Muhammed el-Culani hakkında da açıklamalarda bulunan Resul, onun “Suriyeli değil, Suudi Arabistan kökenli bir doktor” olduğunu iddia etti. Resul, ayrıca Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın, Arap Birliği ve bölgedeki diğer aktörler tarafından desteklendiğini belirterek, Esad yönetiminin istikrarını koruyacağı görüşünü paylaştı.
Irak’ın Suriye İç Savaşı’ndaki pozisyonuIrak, 2011’den beri devam eden Suriye İç Savaşı sürecinde uzun süre sınırlı bir rol oynadı. Ancak son yıllarda sınır güvenliği ve DEAŞ sonrası dönemdeki tehdit algıları, Irak’ın Suriye’ye yönelik daha aktif bir pozisyon almasına neden oldu. Özellikle Irak’ın, Suriye’deki bazı grupların sınır bölgelerine yönelik hareketliliğini önlemek için istihbarat paylaşımı ve yerel operasyonlarla sahada etkili olmaya çalıştığı biliniyor.
Bu süreçte Irak, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu belirtse de, bölgedeki İran ve ABD etkisinin gölgesinde hareket etmek zorunda kaldı. İran yanlısı grupların Suriye’deki varlığı, Bağdat’ın denge politikalarını zorlayan bir faktör olarak dikkat çekiyor.
Diyalog çağrıları ve siyasi tepkilerIrak siyaseti, hükümetin Suriye politikasına dair farklı görüşlerin yükseldiği bir döneme tanık oluyor. Sünni lider Hamid el-Hancer, Irak hükümetini, Suriye’deki rejim ve muhalif grupları bir araya getirecek bölgesel bir diyalog süreci başlatmaya çağırdı. El-Hancer, Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bölgesel aktörlerin bu süreçte yer alması gerektiğini savundu.
El-Hancer, Irak anayasasının madde 8’ine atıfta bulunarak, Irak’ın Suriye’nin iç işlerine karışmaması gerektiğini belirtti. Ayrıca, Iraklı silahlı grupların Suriye’den çekilmesi çağrısında bulundu. Bu açıklamalar, Irak kamuoyunda olumlu yankı bulsa da, İran’a yakın gruplar tarafından tepkiyle karşılandı.
Bölgesel ve uluslararası dengelerIrak, Suriye politikasında hem bölgesel hem de uluslararası dengeleri gözetmek zorunda. Özellikle İran’ın Beşşar Esad yönetimine verdiği destek ve ABD’nin Suriye’deki varlığı, Irak’ın bu süreçteki manevra alanını daraltıyor. Güvenlik uzmanı Saad el-Hadithi, Habertürk’e yaptığı açıklamada Irak’ın Suriye politikasını değerlendirirken, hükümetin sert açıklamalarının büyük ölçüde iç siyasi kaygılarla şekillendiğini ifade etti. Hadithi, “Bu tür açıklamalar, Irak’ın mezhepçi tansiyonunu artırabilir ve ülkeyi uluslararası alanda zor durumda bırakabilir” dedi.
Irak’ın Suriye’ye yönelik yaklaşımı, sınır güvenliği ve terörle mücadele öncelikleri çerçevesinde şekilleniyor. Ancak bu süreçte bölgesel güçlerin etkisi, Irak’ın bağımsız bir strateji geliştirmesini zorlaştırıyor. Hükümetin yükselttiği söylemler, kısa vadede iç kamuoyunu mobilize etse de, uzun vadede bölgesel ve uluslararası düzeyde yeni krizleri tetikleyebilir. Irak’ın Suriye’deki pozisyonunu netleştirmek için daha dengeli ve kapsayıcı bir politika geliştirmesi kritik önemde.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."