Cumhurbaşkanı Erdoğan: Uluslararası hukuk tamamen rafa kaldırılmış durumda
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ilk ve tek Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) için geldiği Adana'da eğitim merkezi olarak bölgeye hizmet veren Adana Şakirpaşa Havalimanı'na indi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar eşlik etti. Büyük coşkunun yaşandığı TEKNOFEST alanında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençleri selamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Adana gençlerimizin coşkusuyla maşallah bir başka güzel. Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece milli teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı'nın mimari olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Erganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiyi keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum" dedi.
'ŞAKİRPAŞA İLE ALGI ÇALIŞMASI YÜRÜTTÜLER'
Çukurova Havalimanı'nın açılışıyla Şakirpaşa Havalimanı ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürütüldüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı, bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa Havalimanı'nda TEKNOFEST fuarının şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip, Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum. Siz birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mümin, daha hayati görevler icra edecek. Milli teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz. TEKNOFEST 2024'ün Adana'mıza, ülkemize, milletimize, özellikle gözleri parlayan gençlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" diye konuştu.
'ÇUKUROVA'NIN ÇOK AYRI BİR YERİ VAR'
TEKNOFEST'te emeği geçenleri tebrik ve teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şakir Paşa'yı da rahmetle anıyorum. 'Yiğidin sevdiği güzel olunca ömrü arkasından sökülür gidermiş'. Böyle demişler sevgili gençler; işte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova'nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayımilliye'ye ve günümüze kadar devletine, milletine Hakk'a ve hakikate sahip çıkan Adana'nın kalbimizde farklı bir yeri var. Torosların çocukları, Çukurova'nın evlatları, Yemen'den Galiçya'ya, Sarıkamış'tan Çanakkale'ye coğrafyamızın dört bir yanında, hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak huzur içinde yaşıyorsak gölge olarak sadece ay yıldızlı, al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana'nın verdiği şehitlerin tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yad ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabb'im hepsinden razı olsun."
'ÖZDEMİR BAYRAKTAR, ÇIĞIR AÇAN BİR İSİMDİ'
22 yılda elde edilen hiçbir kazanımın kendilerine altın tepside sunulmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"TEKNOFEST'e ulaşmak, buradaki teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk. Sabotajlara, zarara maruz bırakıldık. İçerden ve dışardan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla savunma sanayi teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hale geldik. Bizden öncekiler zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleleriyle bizlere bir yol açmışlardı. Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar'dır. Özdemir Bayraktar, insansız hava araçlarında çığır açan bir isimdi. Milli teknoloji hamlesinin mihmandarlarındandı. Baykar'ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlı, azimli, cesurdu, yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam ediyor. Kendi ifadesiyle 'Durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı'. Bugün İHA ve SİHA'larımız 50'den fazla ülkede Türk savunma sanayiini gururla temsil ediyorsa bu başarı da Özdemir ağabeyin çok büyük payı var. Kendisine bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız. Bizim eksiklerimizi telafi edecek olanlar, gençler sizlersiniz unutmayın. Sizler Türkiye'nin umudusunuz. Sizler Türkiye'nin istikbali, Türkiye'nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim; hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. 'Yapamazsınız, başaramazsınız' diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın; sabır acıdır, zordur, çetindir. Ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah'ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz."
'TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL'
Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye'si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye'de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz. Son 22 yılda sizinle hayalleriniz arasına girebilecek birçok engeli kaldırdık. Milli gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık. Savunma sanayinde yerli ve milli üretimin payını yüzde 80'lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk 3 ülkesi arasındayız. Araştırma geliştirme merkezi sayımızı sıfırdan 1328'e çıkardık. Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık. 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece iki teknopark vardı. Bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı. 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık. Merkezinde siz gençlerimizin olduğu 21'inci yüzyıl Türkiye'sini ilimle, teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisindeyiz. Bakınız yeni Türkiye'yi büyük ve güçlü Türkiye'yi yansıtan en önemli tablo bu sene 10'uncusu düzenlenen TEKNOFEST'tir. Her geçen yıl katılımcı sayısı artan ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST çok geniş yelpazedeki yarışmalarıyla, teknoloji ekosistemine ışık tutuyor. TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, bir teknoloji devridir. TEKNOFEST bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir. 2018 yılından bu yana TEKNOFEST'in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ediyoruz. 2018'de 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir'de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım 1 milyondan fazla yarışmacıyla 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık. TEKNOFEST Adana'ya ise 50 farklı kategoride 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı Şakirpaşa'ya davet ediyorum."
ERDOĞAN'DAN NETENYAHU'YA 'SEN KİMSİN'
Bölgenin son yılların en sancılı günlerini yaşadığını, gerilim, çatışma ve savaşların coğrafyayı içten içe çökerttiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gazze ve Lübnan'daki katliamları, millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Gazze'ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl oldu. Çoğu çocuk ve kadın 50 bin kardeşimiz vahşice siyonist İsrail tarafından katledildi. 100 bine yakın insan yaralandı, şehirler birer enkaz yığınlarına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze'yi işgal etti. Şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan'da kan döküyor. Filistin'in seçilmiş son başbakanı İsmail Haniye'yi, Tahran'da şehit ettikten sonra geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bölgede ateşkese, barışa, huzura her yaklaşıldığında İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar. Uluslararası hukuk tamamen rafa kaldırılmış durumda. Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'e özellikle kalkıyor, 'Birleşmiş Milletler'e gelemez' diye meydan okuyor. Şu hale bak. Şimdi 196 tane dünyadaki ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacak. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine yönelik Birleşmiş Milletler'e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun. "
'O BOMBALARI TEMİN EDENLERDE AYNI DERECEDE ORTAKTIR'
Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet haliyle karşı karşıya olunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki batılı güçler bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze ve Lübnan'a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın. Ama dökülen her damla kana, bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derecede ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım. Bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'a sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kahin olmaya gerek yoktur. Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes, meselenin Kudüs'te ve Mescid-i Aksa ile vadedilmiş topraklar hezeyanıyla bağlantısını zaten kolayca idrak edecek. Vadedilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye'ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklama, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor. Biz de sahadaki gelişmeleri bu zaviyeden an be an takip ediyoruz. Komşularımızla ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle iş birliğimizi yine bu anlayışta ileriye taşıyoruz."
'DIŞA BAĞIMLILIĞIN ACISINI ÇOK İYİ BİLEN BİR ÜLKEYİZ'
Zalimler karşısında, insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Savunma sanayi alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor yerli ve milli üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve milli yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan, zırhlı araçlara, savaş gemisinden, denizaltına, uçaktan, helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından, hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. Sevgili gençler; inşallah unutmayın çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2'lerle yakaladığınız Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi, insansız savaş uçağımız Kızılelma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın. Adanalı kardeşlerimiz 'elle gelen öğün olmaz, o da arasan bulunmaz' atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayi alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli açık ambargoları biz unutmadık. Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil, bağımsızlık güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettik. Bayraktar'la Anka'yla, Akıncı'yla Aksungur'la, Kızılelma'yla, Atak'la, Hürkuş'la, Hürjet'le, Gökbey'le, KAAN'la, Anadolu'yla, Altay'la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi budur. Burada şunu da söylemek isterim; biz her zaman sulhu sükunun tarafındayız. Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil. Vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hali karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında adaletin safında yer alacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından TEKNOFEST'te dereceye giren yarışmacılara ödüllerini verdi.
Haber Kaynak : HABERLER.COM
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."